Diz Kireçlenmesinde Tedavi Yöntemleri

Diz kireçlenmesi tedavisinde birçok tedavi yöntemi mevcuttur.Bunları kısaca sayacak olursak;

  • İlaçlar
  • Sıcak ve soğuk uygulamalar
  • Fizik tedavi uygulamaları 
  • Masaj
  • Egzersiz
  • İstirahat
  • Manuel Terapi
  • Eklem içi sıvı(hyaluronik asit),prp,ozon,kök hücre,kortizon uygulamaları
  • Bitkisel tedaviler ve kondroitin veya glukozamin gibi kıkırdak güçlendirici takviyeler
  • Akupunktur
  • Lokal enjeksiyon uygulamaları
  • Cerrahi Tedavi (Ameliyat)

Diz kireçlenmesinde sıkça uygulanan tedavi seçeneklerinden  yukarıda bahsetmeye çalıştım sizlere.  Diz kireçlenmesinde daha saymadığım birçok tedavi seçeneği mevcut, ancak bence bu saydığım tedavi yöntemlerinden çok daha önemli olan tedavi yolu hasta eğitimi ve ağrıdan korunma yöntemleridir. 

Kliniğimize diz ağrısı olan birçok hasta başvurmakta.Baktığınız zaman hepsi diz ağrılarından şikayetçi ancak yakınmaları birbirlerinden oldukça farklı.Hastalarımızın bazıları aşırı kilolu,bazılarının geçmişte travma ve kırık öyküsü var, bazıları işi gereği diz eklemini aşırı kullanıyor, bazıları ise  birçok kez ameliyat olmuş ancak ağrılarından kurtulamamış.

Tıp eğitimine ilk başladığımda öğrendiğim ve de hastalarıma yardımcı olmaya çalışırken hep aklımda olan bir cümle vardır.” Hastalık yoktur , hasta vardır.”

Her hastaya aynı tedaviyi uygulayamazsınız. Hepsinin şikayetleri bugünkü konumuz olan diz ağrıları olabilir ancak hepsinin öyküleri birbirinden farklıdır aslında. Eğer siz hastanızı iyi bir şekilde dinleyip, öğrenmek istediğiniz bulguları doğru bir şekilde sorabilirseniz daha hastayı muayene etmeden  hastanın neden ağrısının olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Sonrasında ağrılarının nedeni olan bu faktörleri hastaya  tekrarlamamasını söylerseniz hastanızın ağrıları herhangi bir tedavi uygulamasanız dahi büyük oranda azalacaktır.Çünkü bu hastaların hiçbirisinin doğarken ağrısı yoktu, sonradan birtakım nedenlerden dolayı ağrıları meydana geldi.

Kliniğimize diz kireçlenmesi nedeniyle acil ameliyat önerilen veya birkaç kez ameliyat olmalarına rağmen iyileşemeyen birçok hasta başvurmakta.Birçok hekime başvuran hastalara söylenen şeyler genelde şu şekilde:

 ”Dizinde son dönem kireçlenme var, kemik kemiğe sürtüyor ve dizinde sıvı bitmiş, hemen ameliyat olman gerekiyor ;yoksa sakat kalırsın.”

Bize başvuran hastaları biz kendi enjeksiyon metodumuzla iyileştirebiliyoruz. Bu enjeksiyon metodunu kasların yapışma yerlerine uyguluyoruz ve de hastalarımızı sağlığına kavuşturuyoruz.

Bu enjeksiyon metodunun kemik yapıya hiçbir etkisi bulunmamakta, zaten bu mantıksal açıdan mümkün değil. Peki nasıl oluyor da herkesin ameliyat önerdiği hastaları tedavi edebiliyoruz biz?

Bana göre yapılan en büyük hata hastaların kendi şikayetlerini pek önemsemeyip radyolojik görüntüleme yöntemlerine göre ameliyat kararı verilmesi.Bu düşüncemi kanıtlayan diğer bir durum da ameliyat olan hastaların çok büyük bir kısmının iyileşememesi.Başka bir açıdan bakacak olursak dizde sıvı bittiği düşünülen hastaların diz eklemleri içine halk diliyle horoz ibiği denilen intraartüküler hyaluronik asit uygulanıyor ve de hastalar bu tedaviden fayda görmüyor genelde. Düz mantık olarak düşünecek olursak eğer diz ekleminde sıvı bitseydi o zaman diz eklemi içine sıvı verdiğimizde hastaların iyileşmesi gerekirdi ancak ne yazıkki hastalarımızın çoğu bu tedaviden fayda görememekte.

Yazımı bitirirken sizlere son olarak tavsiyelerimi sıralamak istiyorum. MR ya da röntgen yani film bulgularınız ne kadar kötü olursa olsun, bu sizin kesinlikle ameliyat olacağınız anlamına gelmemektedir.Önemli olan sizin kendi şikayetlerinizdir. Sizlere tavsiyem radyolojik film veya MR bulgularından çok; sizi gerçekten dinleyen, size dokunan ve muayene eden hekimlere başvurmanızdır.